EVLATLIK İLİŞKİSİNİN SONA ERMESİ VE ARACILIK
Evlat edinme ilişkisini aile hukuku sözleşmesi olarak kabul eden 743 sayılı Medeni Kanun hükümleri uyarınca evlat edinmenin sona ermesi, akde ilişkin yokluk veya hükümsüzlük, tarafların anlaşması gibi haller ile söz konusu olmaktaydı.[1] 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu ile evlat edinme ilişkisinin kanunun belirlediği şartların varlığı halinde mahkeme kararı ile kurulması kabul edilmiş olmakla bu ilişkinin sona ermesi de yine aynı usulle gerçekleşecektir.[2] Yani evlat edinme ilişkisinin sona ermesi de ancak kanunda öngörülen nedenlere dayanılarak ve mahkeme kararı ile mümkün olmaktadır. Evlat edinme ilişkisinin iptaline yönelik bu karar bozucu yenilik doğuran karar niteliği taşıyacaktır.[3]
TMK md. 317 ve md. 318 ile evlatlık ilişkisinin sona ermesinin sebepleri, rızanın bulunmaması ve diğer noksanlıklar olarak ikiye ayrılmış olup evlat edinme ilişkisinin sona ermesi ancak kanun koyucu tarafından aranan şartların gerçekleşmesi ve küçüğün menfaatinin ağır biçimde zedelenmemesi halinde mümkündür. Bununla birlikte evlat edinme ilişkisinin kurucu unsurlarından mahkeme kararının bulunmaması veya evlat edinenin evlat edinme ilişkisinin kurulmasına ilişkin irade beyanlarının alınmamış olması halinde evlat edinme kararının yokluğundan söz etmek gerekir ve bu durumda iptal davasının açılmasına yer olmayacaktır.[4] Bu durumda evlat edinme ilişkisinin kurulduğuna yönelik nüfus kütüğüne yapılmış bir kayıt var ise bu kayıtların düzeltilmesi, TMK md. 7 uyarınca süreye tabi olmaksızın nüfus sicilinin düzeltilmesi davası ile düzeltilmesi talep edilebilecektir.
Evlat edinme ilişkisinin kaldırılmasının nedenlerinden ilki olan rızanın bulunmaması, TMK md. 317 hükmü ile düzenlenmiş olup yasal sebep bulunmaksızın rıza alınmamışsa, rızası alınması gereken kişiler, küçüğün menfaati bunun sonucunda ağır biçimde zedelenmeyecekse, hâkimden evlâtlık ilişkisinin kaldırılmasını isteyebilirler. Yetkili ve görevli mahkeme, evlat edinme kararını veren mahkeme olmakla birlikte bu nedene dayanılarak açılacak evlatlık ilişkisinin kaldırılması talepli davanın söz konusu olması için evlat edinme kararına karşı kanun yollarına başvurma imkanının bulunmaması gerekmektedir.[5]
TMK md. 318 ile düzenlenmiş olan esasa ilişkin diğer eksikliklerin bulunması halinde de evlat edinme ilişkisinin kaldırılmasının talep edilmesi mümkündür. Evlat edinmenin esasa ilişkin diğer noksanlıklardan biriyle sakat olması durumunda Cumhuriyet savcısı veya her ilgili evlat edinme ilişkisinin kaldırılmasını isteyebilecektir. Esasa ilişkin noksanlıklar madde hükmünde açıkça belirtilmemişse de taraflar arasındaki yaş farkı koşulunun sağlanmaması, birlikte evlat edinme halinde eşlerin beş yıllık evlilik süresini doldurmamaları veya otuz yaşını tamamlamamış olmaları veya çocuğun yararı dışında bir amaçla evlat edinme taleplerinin bulunması gibi hususlar bu kapsamda kabul edilebilir.[6] Bu noksanlıkların dava açılmadan önce giderilmiş olması veya sadece usule ilişkin noksanlıkların bulunması ve ilişkinin kaldırılmasının evlat edinilenin menfaatini ağır biçimde zedelemesi söz konusu ise artık evlat edinme ilişkisinin kaldırılması amacıyla dava açmak mümkün olmayacaktır.
Kanun koyucu evlat edinme ilişkisinin kaldırılması için açılacak davayı hak düşürücü süreye tabi tutmuş olup TMK md. 319 gereği dava hakkı, evlat edinme ilişkisinin kaldırılması sebebinin öğrenilmesinden başlayarak bir yıl geçmekle düşer. TMK md. 319’da yer alan “…ve her hâlde evlât edinme işleminin üzerinden beş yıl…” ibaresi, Anayasa Mahkemesi’nin 27.12.2012 tarih ve 2012/35 E. – 2012/203 K. sayılı kararı ile iptal edilmiş olup dava açma hakkına ilişkin hak düşürücü süre sebebin öğrenilmesinden itibaren bir yıldır.
Evlat edinme ilişkisinin kaldırılması ile evlat edinen ve evlat edinilen arasındaki hukuki ilişki sona erer. Evlat edinilenin küçük olması halinde evlat edinenin velayet hakkı sona ermekle birlikte kendiliğinden küçüğün ana ve babasına geçmeyecektir.[7] Bu durumda, hakim tarafından durumun hal ve şartlarını değerlendirilerek, çocuğun yararına olacak şekilde velayet hakkının ana ve baba tarafından kullanılması yönünde karar verebileceği gibi vasi atanmasına da karar verebilir. Yine evlat edinilenin küçük olması halinde evlat edinme ilişkisinin sona ermesi ile evlat edinilenin soyadı da değişecektir. Fakat küçüğe evlat edinen tarafından yeni bir ad verilmiş olması halinde bu ad soyadında olduğu gibi evlat edinme ilişkisinin sonlanması ile kendiliğinden geçerliliğini kaybetmeyecek, evlat edinenin haklı nedene dayanarak adının değiştirilmesini mahkemeden talep etmesi gerekecektir.[8] Taraflar arasında mahkeme kararı ile kurulan soybağı yine ilgili mahkeme kararının kesinleşmesi ile son bulacaktır. Ayrıca evlat edinme kararının kaldırılması neticesinde evlat edinilen ve altsoyu artık evlat edinene mirasçı olamayacaktır.
4721 sayılı Türk Medeni Kanunu ile getirilen değişikliklerden birisi de evlat edinme işlemlerinde aracı kurumun öngörülmüş olmasıdır. TMK md. 320 hükmü ile küçüklerin evlat edinilmesine ilişkin aracılık faaliyetlerinin ancak Cumhurbaşkanınca yetki verilen kurum ve kuruluşlarca yapılacağı ve aracılık faaliyetlerinin yürütülmesine ilişkin hususların Cumhurbaşkanınca çıkarılan yönetmelikle düzenleneceğine yer verilmiştir. Madde metninde ilk fıkrasında yer alan “Bakanlar Kurulunca” ibaresi 02.07.2018 tarih ve 700 sayılı KHK md. 139 uyarınca “Cumhurbaşkanınca” ve ikinci fıkrasında yer alan “tüzükle” ibaresi “Cumhurbaşkanınca çıkarılan yönetmelikle” şeklinde değiştirilmiştir. Yine 633 sayılı KHK ile Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kurumu Genel Müdürlüğünün kapatılması sonucunda evlat edinmede aracılık faaliyeti Aile Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı’nın Çocuk Hizmetleri Genel Müdürlüğü tarafından yürütülmektedir.[9] Her ne kadar evlat edinme sürecinde aracı kurum ve kuruluşlar önemli bir yere sahip olsa da evlat edinme sonuç olarak mahkeme kararının verilmesi ile kurulmaktadır.
[1] Aydos, Evlat Edinme, 2, https://dergipark.org.tr/tr/pub/ahbvuhfd/issue/48136/608849 (E.T.:13.05.2021).
[2] Görgeç, Evlatlık İlişkisinin Kaldırılması, 353, https://hukukdergi.ebyu.edu.tr/?p=1496 (E.T.: 17.05.2021).
[3] Şıpka, Evlat Edinmeye İlişkin Hükümler, 317, https://dergipark.org.tr/tr/download/article-file/95714 (E.T:18.05.2021); Yargıtay 8. Hukuk Dairesi’nin 18.03.2019 tarih ve 2017/8721 E. – 2019/2800 K. sayılı kararı, https://karararama.yargitay.gov.tr/ (E.T.:21.05.2021).
[4] Dural – Öğüz – Gümüş, Aile Hukuku, 323.
[5] Dural – Öğüz – Gümüş, Aile Hukuku, 325.
[6] Otlu, Küçüklerin Evlat Edinilmesi, 115-116, https://tez.yok.gov.tr/UlusalTezMerkezi/ (E.T.:15.05.2021).
[7] Kizir, Türk Hukukunda Evlat Edinme, 180-181, https://dergipark.org.tr/tr/download/article-file/262718 (E.T.:13.05.2021).
[8] Görgeç, Evlatlık İlişkisinin Kaldırılması, 376, https://hukukdergi.ebyu.edu.tr/?p=1496 (E.T.: 17.05.2021).
[9] Koçoğlu, Rızanın Aranıp Aranmaması, 242, https://dergipark.org.tr/en/download/article-file/690558 (E.T.:19.05.2021).
Av. Özge Cansın Erkuş