AİLE KONUTU VE EŞYASININ SAĞ KALAN EŞE ÖZGÜLENMESİ
Eşlerin birlikte yaşadıkları konut ve ev eşyasının miras hukuku yönünden sağ kalan eşe özgülenmesini içeren düzenleme 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun yürürlüğe girmesi ile kabul edilen bir düzenlemedir. TMK md. 652 ile düzenlenen bu hüküm uyarınca eşlerden birinin ölümü halinde tereke malları arasında ev eşyası veya eşlerin birlikte yaşadıkları konut bulunması durumunda sağ kalan eş, bunlar üzerinde kendisine miras hakkına mahsuben mülkiyet hakkı tanınmasını isteyebilecektir. Bununla birlikte yine ilgili düzenlemede haklı sebeplerin varlığı hâlinde, sağ kalan eşin veya mirasbırakanın diğer yasal mirasçılarından birinin istemi üzerine, mülkiyet yerine intifa veya oturma hakkı tanınmasına da karar verilebileceği belirtilmiştir.
Sağ kalan eşe özgüleme talebinde bulunma hakkı tanıyan TMK md. 652 düzenlemesi, doktrinde tamamlayıcı nitelikte paylaşma hükmü olarak kabul edilmektedir.[1] Bu düzenleme ile sağ kalan eşe tanınan talep hakkı ile mirasın paylaşımına ilişkin eşitlik ilkesine bir bakıma istisna getirilerek konutun mülkiyetinin talep halinde eşe özgülenebilmesine olanak tanınmıştır.
TMK md. 652 ile düzenleme bulan söz konusu hükümde sağ kalan eşe tanınan talep hakkı, kişiye sıkı sıkıya bağlı bir hak olmakla devredilmesi, rehnedilmesi veya mirasçılara intikal etmesi mümkün değildir. Bununla birlikte özgülemenin talep edilmesine dair sağ kalan eşin sahip olduğu bu hak seçimlik bir hak olduğundan sağ kalan eşin bu hakkını kullanma zorunluluğu bulunmamaktadır. Eşin bu hakkı kullanmak istemesi halinde hükümde bir süre öngörülmemiş olmakla beraber niteliği gereği bu hakkın en erken eşin ölümü itibariyle ve en geç paylaşma anında kullanılması gerekmektedir.[2]
Bu düzenleme ile birlikte TMK md. 240 hükmünde de aile konutu ve ev eşyası üzerinde sağ kalan eşin mal rejimi uyarınca özgülenme talep edebileceği düzenlenmiştir. Eğer ki eş bu madde uyarınca bir talepte bulunmuş ise bu durumda TMK md. 652 hükümleri dikkate alınmayacaktır. Zira birine ilişkin hakkın kullanılması ile diğerine ilişkin hak son bulacaktır.[3]
Miras hukukuna yönelik öngörülen TMK md. 652 hükmü çerçevesinde öncelikle özgüleme talebine konu aile konutu ve ev eşyası kavramlarının ne ifade ettiğine değinmek gerekir. Aile konutu kavramı TMK kapsamında terim olarak yer alan bir kavram ise de bu terimin tanımına Kanun’da yer verilmemiştir. Buna karşılık aile konutu başlıklı TMK md. 194’ün gerekçesinde aile konutu, eşlerin bütün yaşam faaliyetlerini gerçekleştirdiği, yaşantısına buna göre yön verdiği acı ve tatlı günleri içinde yaşadığı, anılarla dolu bir alan olarak ifade edilmiş ve bu tanımlamaya Yargıtay kararlarında da yer verilmiştir.[4] Yine TMK md. 652’de ‘eşlerin birlikte yaşadığı konut’ ibaresine yer verilerek de eşlerin aile konutunda birlikte yaşaması şartı kanun koyucu tarafından öngörülmüştür.
TMK md. 652 hükmünde yer alan bir diğer kavram ev eşyası olup bu kavramın tanımında da yine sağ kalan eşin eski hayatını devam ettirmesi amacı dikkate alınmaktadır. Böylece ev eşyası kapsamına mülkiyeti ölen eşe ait olmakla birlikte ortak kullanıma tabi, ev işlerinin yürütülebilmesi, evde kullanımı zorunlu olan eşyalar dahil edilmektedir.[5] Ev eşyasının ortak kullanımı esas olduğundan mirasbırakanın şahsi eşyaları ile lüks sayılabilecek eşyalar ev eşyası olarak kabul edilmemektedir.[6]
Aile konutu ve ev eşyasının, TMK md. 652 hükmü kapsamında sağ kalan eşe özgülenebilmesi öncelikle sağ kalan eşin mirasçı sıfatını haiz olmasına bağlanmıştır. Bununla birlikte talebe konu konutun aile konutu olması şartı da aranmıştır. Evliliğin ölümle son bulmuş olması halinde sağ kalan eşin seçimlik hak olarak tanınan özgüleme talebinde bulunması ise yine özgülemenin gerçekleşmesi için gereken koşullar arasında sayılmaktadır.
4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun mirasın paylaşılması bölümü içerisinde düzenlenen 652. madde hükmünün uygulanabilmesi için öncelikle eşlerden birinin ölümü ile evlilik birliğinin sona ermesi halinde mümkündür. Madde metninde her ne kadar sadece eşin ölümünden bahsedilmişse de ölüm benzeri hukuki sonuçlar doğuran ölüm karinesi ve gaiplik kararının varlığı halinde de hüküm uygulama alanı bulacaktır.[7]
İlgili madde metninde “sağ kalan eş, bunlar üzerinde kendisine miras hakkına mahsuben” denilmekle sağ kalan eşin mirasçılık sıfatını haiz olması gerektiği ifade edilmiştir. Bu nedenle sağ kalan eşin mirasçılık sıfatını kaybetmesine neden olan mirastan çıkarılma, feragat, red ve yoksunluk hallerinde sağ kalan eş özgülemeyi talep edemeyecektir. Bununla beraber boşanma davasının devam ettiği sırada eşlerden birinin ölmesi halinde ölen eşin mirasçılarının davaya devam etmemesi veya davaya devam etmekle sağ kalan eşin kusurunu ispatlayamaması halinde sağ kalan eş yine özgüleme talebinde bulunabilecektir.[8] Fakat ölen eşin mirasçılarının boşanma davasına devam etmesi ve sağ kalan eşin kusurunu ispatlamaları durumunda sağ kalan eş mirasçılık sıfatını kaybetmiş olacağından bu hükümden faydalanamayacaktır.
Sağ kalan eşin TMK md. 652 hükmü uyarınca özgüleme talebinde bulunabilmesi için aranan bir diğer koşul, aile konutu ve ev eşyasının tereke malları arasında bulunmasıdır. Aile konutu veya ev eşyasının mirasbırakanın terekesinde bulunmaması ihtimalinde sağ kalan eş ilgili düzenleme uyarınca özgüleme talep edemeyecektir. Ayrıca sağ kalan eşe tanınan bu hak, sadece ortak konut ve ev eşyası için tanınmış olup terekede yer alan diğer mallar için TMK md. 652 hükmü uyarınca bir özgüleme talebi söz konusu olmayacaktır.
Sağ kalan eşin aile konutu veya ev eşyası üzerinde lehine ayni hak talebinde bulunması, TMK md. 652 hükmü ile öngörülen bir başka şarttır. Düzenlemenin ilk fıkrasında sağ kalan eşin mülkiyet hakkı talebinde bulunabileceği belirtilmişse de ikinci fıkra uyarınca haklı sebeplerin varlığı halinde mülkiyet yerine intifa veya oturma hakkının tanınmasına karar verilebileceği ifade edilmiştir. Bu nedenle özgülemenin gerçekleşmesi kendiliğinden gerçekleşmeyecek olup sağ kalan eşin bu yönde talepte bulunması gerekmektedir. Ayrıca TMK md. 652’nin son fıkrası ile mirasbırakanın bir meslek veya sanat icra ettiği ve altsoyundan birinin aynı meslek ve sanatı icra etmesi için gerekli olan bölümlerde, sağ kalan eşin bu hakları kullanamayacağına yer verilmiş ve sağ kalan eşe tanınan bu hak sınırlandırılmıştır.
Tüm bu açıklamalarla birlikte aile konutu veya ev eşyasının sağ kalan eşe özgülenmesi halinde bu özgüleme sağ kalan eşin miras payına mahsuben gerçekleşecek olduğundan sağ kalan eşin miras payında bir artış meydana gelmeyecektir. Eğer ki özgüleme talebine konu mülkiyet hakkın değeri sağ kalan eşin miras payından daha fazla ise bu durumda denkleştirme hükümleri gündeme gelir. Bu durumda mülkiyetin değeri aile konutunun özgülemesinin yapıldığı andaki değeri olmakla beraber mirasçılar aksini kararlaştırabileceği gibi mirasbırakanın da ölüme bağlı tasarruf ile aksi bir düzenlemede bulunması mümkündür.[9]
[1] Dural – Öz, Miras Hukuku, 503; Gezder, Sağ Kalan Eşe Özgülenme, 242, https://dergipark.org.tr/tr/download/article-file/95736 (E.T.:10.05.2021); Çakır, Sağ Kalan Eşin Mirasçılığı, 254, https://tez.yok.gov.tr/UlusalTezMerkezi/ (E.T.: 07/05/2021).
[2] Nebioğlu Öner, Aile Konutunun Sağ Kalan Eşe Özgülenmesi, 231, https://tez.yok.gov.tr/UlusalTezMerkezi/ (E.T.: 08/05/2021).
[3] Dural – Öz, Miras Hukuku, 501.
[4] Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 24.04.2013 tarih ve 2012/1567 E. – 2013/579 K. sayılı kararı, https://www.lexpera.com.tr/ (E.T.:14.05.2021).
[5] Gezder, Sağ Kalan Eşe Özgülenme, 245, https://dergipark.org.tr/tr/download/article-file/95736 (E.T.:10.05.2021).
[6] Dural – Öz, Miras Hukuku, 504.
[7] Nebioğlu Öner, Aile Konutunun Sağ Kalan Eşe Özgülenmesi, 192, https://tez.yok.gov.tr/UlusalTezMerkezi/ (E.T.: 08/05/2021).
[8] Çakır, Sağ Kalan Eşin Mirasçılığı, 271, https://tez.yok.gov.tr/UlusalTezMerkezi/ (E.T.: 07/05/2021).
[9] Nebioğlu Öner, Aile Konutunun Sağ Kalan Eşe Özgülenmesi, 226, https://tez.yok.gov.tr/UlusalTezMerkezi/ (E.T.: 08/05/2021).
Av. Özge Cansın Erkuş